Valiliğin sokak köpeği kararını destekliyorum!

Geçtiğimiz hafta her yıl baharda yaşadığım heyecanla kalktım yataktan.
Sonra hızla Kozluk’a gittim.
Pazar pazarından fidelerimi aldım ilkin.
Domates, biber, salatalık.
Toprak aldım sonra, gübre…
2 de yeni begonvil aldım ama nasıl güzel, biri mor biri sarı.
Eve geldim, yağmur başladı.
4 gündür elimi süremedim bahçeye.
Koca bir kış geçti bahçenin üzerinden.
Çimler benim boyuma gelmiş neredeyse.
Çitlerin bir bölümü kırılmış.
Yabani otları da temizlemek gerek.
*
Ben baharın geldiğini bir bahçeden anlıyorum bir de soğuk havada bir köşeye sığınmayı bırakıp sokakları esir alan sokak köpeklerinden.
*
Günde iki defa hem çimleri hem sebzeleri hem çiçekleri suluyorum.
Bahçeyi sabah erkenden sulamak gerek.
Güneş henüz düşmeden…
Aksi taktirde ne var ne yok yakarsınız.
Bu sebeple 6-7 gibi kalkıp kolları sıvamanız lazım.
Her sabah yataktan kolaylıkla kalkarım.
Ancak son birkaç yıldır gün ortasında çok yorgun düşüyorum.
Çünkü hiçbir gece uyumuyorum.
Sadece ben mi?
Veli Ahmet Mahallesi’nin yarısı da uyumuyor.
İzmit’in diğer mahalleleri de öyle, kimse uyuyamıyor.
*
Bizim mahalleden örnek vereyim Akif Terzioğlu Sokak’ta 2 büyük köpek çetesi mevcut.
Biri Zıbıncı Camii çevresinde biri de İzmit Belediyesi’nin restore etmeye çalıştığı Hulisi Kentmen Konağı’nın hemen altında.
Gece saat 01.00 gibi başlıyor bu iki sokak köpeği çetesi kavga etmeye, susmuyorlar.
Sabah 4’e 5’e kadar birbirleri ile dalaşıyor, hiç durmadan havlıyorlar.
Mahalle halkı defalarca hem İzmit Belediyesi’ne hem de büyükşehir belediyesine telefon açtı ancak ilgilenen olmadı.
Burada bir yetki karmaşası var aslında.
Kısaca anlatayım.
İzmit Belediyesi yaklaşık 2 yıl önce Yahya Kaptan Mahallesi’nde sokak köpeklerini toplarken uyuşturucu dozunu ayarlayamadı ve köpekleri öldürdü.
Bunun üzerine halk tepki gösterince bir anlamda, ‘Ne haliniz varsa görün’ denildi ve sokak köpekleri toplanmamaya başlandı.
Bu yüzden 2 yıldır sokak köpeği popülasyonu İzmit’te ışık hızıyla arttı.
Bizim mahalledeki köpekler gibi pek çok mahallede aşısız, küpesiz daha da önemlisi kısırlaştırılmamış hayvan sürüleri mevcut.
Bizimkiler bizi geceleri uyutmuyor.
Yine de şanslıyız.
Kimileri sürekli yoldan geçenlere saldırıyor.
Ya bizimkiler de saldırsaydı?
*
Yetki karmaşası dedim.
Açayım.
Sokak köpeklerini ilçe belediyeleri topluyor.
Yönetmelik böyle.
Götürüyor büyükşehirin tesisine.
Burada büyükşehir belediyesi köpekleri kısırlaştırıyor ve aşılıyor.
Köpekler daha sonra yeniden ilçe belediyeleri tarafından teslim alınarak geri salınıyor.
Kısırlaştırılan köpekler üreyemiyor.
Bizim mahalledeki gibi 8-10 yavru doğurup bir anda çeteleşmiyor.
Zaman içerisinde popülasyon düşüyor.
Ancak bu dediğimin olması için ilçe ve büyükşehir arasında bir uyum olması lazım.
İzmit’te böyle bir uyum yok.
Aksine ilçe belediyesi 2 yıldır asli görevlerinden biri olan sokak köpekleri ile ilgilenmiyor.
Hal böyle olunca bize çile çekmek, gece uyumamak, her köpek havlamasında İzmit Belediyesi yöneticilerini anmak düşüyor.
*
Peki İzmit halkı ne yapmalı?
İlçe belediyesi köpekleri toplamıyor, her köşe başında büyük çeteler bir araya gelip korku salıyorken halk çareye nerede arasın?
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi burada elini taşın altına koymalı.
İzmit’in yapamadığı sokak köpeği toplama işini üstlenmeli.
Aşı ve kısırlaştırma imkanları zaten büyükşehirin elinde mevcut.
Bir iki ekip kurup şu köpekleri toplasalar, İzmit’te kısırlaştırılmamış, aşısız, küpesiz köpek bırakmasalar…
Bol bol dua alırlar.
Vatandaşın önemli bir sorununu çözmüş olurlar.
Sevaba girerler.
Bunlar adım atılması için yetmez mi?
*
Kocaeli Valiliği hasta ve iyileştirilemeyecek durumda olan sokak köpeklerinin itlaf edilmesini, diğer köpeklerin ise kısırlaştırılmasını ve tesislerde gerekli işlemlere tabi tutulmasını içeren kararını dün yayınladı.
Sözün sonunda hiç eğip bükmeden Kocaeli Valiliği’nin kararını desteklediğimi, hatta eksik bulduğumu söyleyeyim.
Mahallelerde gizli oylama yapılsın ve sokak köpekleriyle ilgili bir iki şovmen sözde hayvanseverin açıklamaları yerine kent halkının genel isteğine göre hareket edilsin.
Sokak köpekleri kimilerinin vicdanlarını rahatlatabileceği pelüş oyuncaklar değildir.
Onlara 2 kap mama, 2 kap su verince hayvan sever olmuyorsunuz.
Türkiye maalesef bir 3. dünya ülkesi.
İnsanları aç.
İnsanları büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya.
İnsanlarının gelecek inancı kalmamış.
Üretim tesislerinin tamamı elinden alınmış.
Böylesi bir tabloda bir yolda tedirgin yürümemeli hiçbir kimse.
Bir de köpeklerin saldırısına maruz kalmamalı.
Bu sebeple sokak köpeği sayısı kontrollü olarak azaltılmalıdır.
Sokakta başıboş ve saldırgan tek bir köpek bile kalmamalıdır.
Kimse çıkıp da rehabilitasyon merkezlerden filan bahsetmesin.
Evinde odun/kömür alamadığı için 3-4 yaşlarında çocuklarının yanında donmasınlar diye saç kurutma makinesini çalıştırıp diğer odada intihar eden yoksul insanların olduğu bir ülkede sokaktaki çoğu saldırgan hayvanlar rahat yaşayacak diye otel kuracak lüks yok bizde.
İsveç miyiz biz?
Tek derdimiz sokak hayvanlarını rahat ettirmek mi oldu?
*
Kimseye prim yaptırmam sokak köpekleri konusunda söyleyeyim.
Kimse beni arayıp da veryansın etmeye filan kalkmasın.
Ben bahçemde bir hayvan dostumla birlikte yaşıyorum.
‘Yoda’ tam 3 yıldır benimle birlikte olan Belçika Kurdu bir köpek.
Bütün sorumluluğu bana ait.
Mamasını verip arkamı dönüp evime gitmiyorum.
Enerjisini atması için günde 2 defa onunla birlikte oyun oynuyor, yürüyüşe çıkıyorum.
Sokağa çıkardığımda tasmasız ve ağızlıksız dolaştırmıyorum.
İleri itaat eğitimli bir köpek olmasına rağmen, dizimin dibinde yürümesine rağmen insanların nasıl ürktüğünü, köpek korkusuyla yol değiştirdiğini görüyorum.
Sokak köpeklerini görüp korkan, yolunu değiştiren, eli ayağı titreyen insanları gördükçe bu sorunun ne kadar büyük olduğunu anlıyorum.
Kocaeli Valiliği’nin kısırlaştırma ve itlaf kararını destekliyorum.