Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Vatandaş Akgün

Vatandaş Akgün’den üç bölümlü “Başlıksız yazı”

Bölüm bir:

Günümüz de ütopyalar gerçekleşiyor ve hepsi distopyaya dönüşüyor. Kurgu ile gerçek arasındaki sınır çizgisi çoktan aşıldı..”1984″ ve “Cesur Yeni Dünya” kitaplarında yaşanılanların neredeyse bir adım ötesine doğru evriliyoruz. Günümüz insanı “post truth” kazanı için de kavrulurken ‘yalandan kim ölmüş’ pişkinliğine teslim olmuş durum da..

Bölüm İki:

Kurt hiçbir zaman kuzu olmayacaktır. Ancak sonsuza dek bir kuzu postunun içinde yaşamaya ve kuzu kuzu davranmaya mahkum olabilir. Noliberal girişimlerle zaman zaman kurt postu atmak istese de, üzerine kaynamış kuzu postundan kurtulmak öyle kolay olmayacaktır. Zira kendini vaad ettiği mutluluk üzerine inşa etmiş bir sistem, kendini devam ettirmek için, diğer her şeye karşı kayıtsız ve kaygısız da olsa ve kendine “mış gibi” sunulmuş da olsa mutlu edilme beklentisinden vazgeçmeyecek diyalektik muhatabı insana istediğini vermekle yazgılı ve kurguludur. Zira bu, insanın alternatifsiz son ve tek tesellisidir. Zira bu insan, alternatifsiz sistemle mümessil dünyanın ve tarihin son insanıdır. Zira bu son, tarihin sonudur. ..

Bölüm üç:

Gücünü, toplumun aşağı tabakasına erdemi öğütleyerek devam ettiren, herkese dağıtacak kadar kıymetsiz bir parası olmadığını düşünen köle bağımlısı feodal aristokrasinin, ebedi dünya tesellisi veren kiliseye (skolastik felsefeye) insanlığı mahkum ederek sebep olduğu en az 1000 yıllık ortaçağ karanlığını, neyse ki, ticaretle zenginleşen ve nereye koyacağını bilmediği, herkese dağıtacak kadar kıymetsiz çok parası olan burjuvazi sonlandırmıştı.

Feodal aristokrasi her ne kadar kiliseden 1000 yıl nemalandıysa da, kilisenin tanrı karşısındaki eşitlik vaadi ve tesellisi, hep bir genel eşitlik beklentisini çağrıştırmakla feodal aristokrasiye karşı burjuvaziye fırsat sundu. Demokrasi ve eşitlik kisvesinde kuzu postu içindeki kurt olan burjuvazi, görünüşteki halkçı tutumuyla parasını dağıta dağıta dünyaya yeni bir şekil verme başarısı gösterdi. İnsanlar biraz daha mutlu ve daha az umutsuzdu. Kilise halen var, zira postun içinde bir kurt var; ancak kiliseye bağımlılık daha zayıftır zira, kurt bir post içine hapsolmuştur.

Neyse ki burjuvazide “zibil” gibi çok ve kıymetsiz bir para var ve kendini devam ettirmek adına bir sus payı olarak bunu insanları kısmen mutlu etmek adına dağıtıyor. Bu mutluluk, iradesiz ve idraksizleştirilen, hayat içinde muktedir olamayacak insana kısmen sunulmuş bir mutluluk da olsa, insanı bir kimseye veya kuruma (kiliseye) bağlı kılan değil, kendi iç dünyasıyla meşgul eden ve bunu zaman zaman tercihan sanat, edebiyat ve felsefeyle ilgilenerek dışavurmasını sağlayan yeğ bir mutluluktur…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ