Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Akın Ülkü Sevinç

Altı tarih üstü sanayi

Avrupayı gezmiş dolaşmış olanlar bilir, herhangi bir ülkenin küçük bir kasaba yada beldesinde bile ayakta duran harabe bir duvar, çeşme, şapel vb tarihi yapılar o bölgenin adının duyulmasına ve turizmine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu tarihi alan ve yapılar, kafeteryaları, restoranları, tur hizmetleri ve hediyelik eşya dükkanlarıyla birlikte her sene yüzbinlerce, milyonlarca ziyaretçi ağırlamaktadır. İzmit kenti ise tarihsel zenginlik anlamında potansiyeli yüksek olmasına rağmen Türkiye’nin bu anlamda en talihsiz kentidir.

Öncelikle, İzmit tarih boyunca yaşadığı doğal afetler, sanayileşme ve plansız yapılaşma nedeniyle bugün antik İzmit’in çok az somut mirası görülebilir durumdadır. Antik kaynaklar, bugünkü İzmit bölgesinde son 2000 yılda 300’e yakın büyük deprem ve 40 civarında tsunami olduğunu göstermektedir. Ancak tarihi boyunca şiddetli depremlerle yıkılan şehir her seferinde yeniden inşa edilmiş, üzerinde 2300 yıldır aralıksız yaşam olan bir yerleşim yeridir. Bu durum İzmit’in jeopolitik öneminden kaynaklanmaktadır. Tarih boyunca ticaret güzergahları üzerinde yer almıştır. Korunaklı bir iç deniz olmasından dolayı her zaman donanma kenti olmuştur. Roma İmparatorluğu’na 46 sene başkentlik yapmıştır. İzmit tarihsel hiyerarşide İstanbul’un ağabeyidir. İzmit’ten geçmeden Avrupa’ya gidemezsiniz.

İzmit kentindeki mevcut yerleşimlerin bazıları özellikle son 50 yıldan fazla bir süredir arkeolojik sit alanlarında inşa edilmiştir. Antik kent Nikomedia’nın üzerine Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kentsel alanlar inşa edilmiş ve günümüze kadar çok az somut miras kalabilmiş, bu da somut kültürel mirasların kent belleğinden kopmasına neden olmuştur. Kocaeli gibi sanayileşmiş bir şehirde istihdam fırsatları bulmak için ülkenin az gelişmiş bölgelerinden gelen yoğun göç hareketleri ile bu sorunu derinleşmiştir. İzmit’in tarihi mirası dikkate alınmadan, kontrolsüz konutlar ve kentin plansız genişlemesi nedeniyle Nikomedia’nın önemli arkeolojik kalıntıları feda edilmiştir.

İzmit’te yaşayanların çoğu yaşadığı şehrin tarihi değerinin farkında bile değildir. İzmit sınırları içerisinde tescilli 500’ü aşkın kültür varlığı bulunmaktadır. Örneğin şehir merkezine 1 dakika mesafedeki tarihi tren garının arkasında, 6.000 kayıtlı Nikomedia mirasının(madeni paralar, etnografik eşyalar, heykeller ve mermer yapı kalıntıları) sergilendiği bir arkeoloji müzesi bulunmaktadır. Bu müzeye gelen ziyaretçi sayısı 2.500-3.000/ay civarındadır, bu da toplam İzmit nüfusunun (yaklaşık 400 bin) sadece %0.7’sinin müzeyi ziyaret ettiği anlamına gelmektedir. Kasr-ı Hümayün, Pertev Paşa Camii, Fevziye Camii, Atatürk ve Redif Müzesi gibi tarihi yapıların önünden hergün onbinlerce insan geçmekte ancak günlük yaşam telaşı, koşturmacası arasında bu tarihi yapılar kentte yaşayanların tarihsel ve kültürsel anlamda ilgisini çekmemektedir. Diğer bir önemli nokta da bölgeye yoğun göçtür. 1970’lerin ortalarından itibaren, ülkenin farklı bölgelerinden istihdam umudu için büyük miktarda iç göç akışı şehrin bir alanı haline gelmiştir. Göç nedeniyle İzmit/Kocaeli, nüfus yoğunluğunun en fazla yaşandığı kentlerden biri konumuna gelmiştir.

Bir başka sorun, Nikomedia kalıntıları üzerindeki bilimsel arkeolojik çalışmalar İzmit şehir merkezinde küçük bir alanı kapsamaktadır. Bu küçük alandaki Nikomedia bulguları bir müzede sergilenmek için yeterlidir, ancak bunun için daha büyük müze alanlarına ihtiyaç olduğu aşikardır. Diğer bir neden, siyasi önceliklerin farklılıklarıdır, ne yazık ki İzmit’in tarihi zenginliği kültürel politika bağlamında hiçbir zaman öncelikli bir gündem olmamıştır. Yine, özellikle son 50 yılda ortaya çıkan plansız, çok yoğun ve düzensiz konutlaşma, İzmit’in antic dönem kültürel mirasını ortaya çıkarmayı neredeyse imkansız hale getirmektedir. Bununla birlikte son yıllarda Kocaeli Müze Müdürlüğü öncülüğünde kent arkeolojisi çalışmaları gözle görülür bir ivme kazanmıştır.

Özellikle kentteki antik dönem mirasın tahrip olmasına neden olan bir başka husus yasadışı kazılar ve define avcılarıdır. Sanayi kentine sıkıştırılan antik Nikomedia’nın bilimsel kazılarla gün yüzüne çıkarılamaması, kaçak definecilerin tahribatına açık olması, yerel halkın koruma bilincini ve sahiplik duygusunu engellemektedir. Kolluk kuvvetlerinin büyük çabalarına rağmen kaçak kazı faaliyetleri tam anlamıyla engellenememektedir. Bu durum, antik dönem miraslarının ortaya çıkmadan yok olmasına neden olmaktadır.

Son olarak, İzmit tarihinin ve kültürel yönlerinin tanıtımı üzerine bazı akademik araştırmalar ve küçük ölçekli projeler olmasına rağmen, yeterli seviyede değildir. Türkiye bağlamında İzmit tarihi ile ilgili çok az akademik yayın bulunmaktadır. Bu da tarihsel önemi büyük olan İzmit’in Türk akademik dünyasının yeterince ilgisini toplayamadığını göstermektedir.

Bu yazımda tarihsel ve kültürel somut mirasının %90’ı hala keşfedilmemiş İzmit’in bu bağlamda yaşadığı sorunları dile getirmeye çalıştım. Sonraki yazılarımda bu sorunlarla ilgili olarak, üzerinde uzun yıllardır kafa yorduğumuz, planladığımız somut çözüm önerilerim de olacak.

Yukarıda değindiğim sorunların çözümü elbette hiç kolay olmayan, uzun vadeli işler. Ancak bu sorunlar çözüldüğünde yada çözülmeye başladığında, sanayi kenti olarak bilinen, tarihsel bilinirlik açısından Türkiye’nin en talihsiz kenti İzmit zaman içerisinde bambaşka bir kent kimliğine bürünecek, turizm sektöründe yeni iş kolları açılacak, buna bağlı olarak istihdam artacak, kent esnafı, otel ve restoranların kazançları çoğalacak ve kent estetiği tarif edemeyeceğimiz ölçüde değer kazanacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ