Atlantik Yakası

Dayatılan, ezberletilen, yönlendirilen, şartlandıralanın dışına çıkmak, “mankurtlaşmamak” adına, düşünmek, düşünceyi anlamak, birey olmak, aklı hakikatın peşinde koşan bir “nefer” olmak gerektiğine inanıyorum.

Düşünceye ve ifade özgürlüğüne sınır koyanlar, kendi doktorinlerini dayatarak, “biat” üzerinden hegemonya kurmaya çalışanlar, “özgür düşünce” karşısın da asla başarılı olamamışlardır. Tarih bir bakımdan “mezarlık” gibidir.

2021 yılı paradigmaların değiştiği zamanların başlangıcıdır. Düny da gelişen bu kaotik olayların çözümlenmesi için, “diyalektik yaklaşıma” ihtiyaç vardır. Salgının yükselen güç Çin de başlaması ve seyahat yolları ile kıtalara bulaşmasıyla, dünya da korku ve endişe hakim kılınmaya başlanıyor ve neticesinde ulus devletlerin üstünde olan Dünya Sağlık Örgütü,Imf,Dünya bankası gibi örgütler duruma el koyarak “PANDEMİC” durumu ilan ediyorlar.

Ulus devletlerin üstüne hakim unsur olarak konumlanmış ve sevk ve idareyi ele almış durumdalar. Yine “diyalektik yaklaşım” ile konuya bakarsak, kaos düzen ilişkisi, korku ruh sağlığı, ekonomik sıkıntı vs.. çözüm ise “yeni dünya düzenin de” evden eğitim, kripto para, robotik üretim ve yeni dijital çağın başlangıcıdır.

Korku bir kurgudan ibarettir. Korkmak mı gerekir yoksa tedbir mi alınmalı? Karar sizin. Fakat yeni bir çağın eşiğindeyiz. Şu da bir gerçek ki bazıları düşecek ve bazıları da hiç kalkmayacak..

Kıblesi pensilvanya olanlar!.. “turuncu devrim” fitilini ateşlemeye çalışıyorlar. Yüz binlerce dolar harcayıp, sağa sola reklam verip, demokratları  fitillemeye çalışıp, memleketi muz cumhuriyetine çevirmeye sizin gücünüz yetmez!

Sosyal medya da sabah akşam “takiye” sanatını icra ederek, demokrat görünümüne bürünüp, mağdur edebiyatı yaparak, demokrasi havarisi ve çok bilmiş pozlarıyla, muhaliflerin duygularını sömürerek , sözde akademisyen atlantikci liboşlar ve türevleriyle “renkli devrim” hayallerine kapılmayın!

Provakatif dergilerin atlantik solcularının ve sağcılarının parlatmasına da hiç itibar itibar etmeyeniz.Desteği milletinden değil, atlantik ötesinden bekleyenlerin, gizli kapılar arkasında, ittifaklar adına, bir takım taviz ve anlaşmalarla ulus/üniter devleti parçalamaya çalıştığını ve bunu sözde “demokrasi” adına yaptığını da hatırlayınız. Aklınızın ve vicdanınızın sesini dinleyiniz, küresel network ü ve işbirlikçilerini değil!

Çünkü, büyük şeytan gözünü buraya dikti!.

Hak ve batıl arasındaki bu savaşlar kadim tarihimiz kadar eskidir. Tek bir amaç var.

Türkleri Anadolu’dan atmak.

Birlik,beraberlik bilgi donanım ve akıl üzerine kurulmalı, temelin de millet olmanın,bir ulus olmanın kıymeti üzerine dayandırılmalıdır.

Atlantik merkezli dayatmalar ve projelere karşı en önemli güç,”kim olduğunu bilmek ve tarih bilincine sahip olmaktan” geçmektedir.

Düşünceye değer vermeli ve anlamalıyız.

Ecdadın bedel ödeyerek bizlere bıraktığı bu cennet vatanı biz de gerektiğinde bedel ödeyerek, emanet etmeliyiz. Başka yolu yok!..

Ne mutlu Türk’üm diyene

Esenlikler dilerim..