Mars’ta hayat var mı?

– Var kardeşim ama çok pahalı!

Objektif gerçeklerin, kamuoyunu şekillendirmede duygular ve inançlara göre daha az etkili olduğu zamanlarda, toplumlar problemlere odaklanmak ve çözüm aramak yerine, duygusal ve inanç üzerine söylemler ile gerçeğin aranması ve sorunun çözülmesi için akıl ve fikir yürütmekten uzaklaşarak, kurgu gerçekliğin kucağında “fantastik” bir dünyanın sentetik hazlarıyla mutlu olma yolunu tercih etmesidir.

Akıl ve bilim ile deneyimlenen “gerçeklik,” artık, “algılanabilen” gerçekliğe dönüşerek, “ilgi” ve “coşkunluk” halleriyle sürekli desteklenerek, “kime göre neye göre” motto’larıyla derin bir uyku öncesi ninnilere dönüşerek, “samanlığın seyran olmasını” sağlamaktadır.

Yalanların doğruluğu öğrenilse bile sürekli coşkunluk ve agresif duygu durumunda kalarak kendisini yüksek bir idealin savunucusu ve takipçisi olarak görmenin hayatının yegane amacı olarak tayin edildiği için artık geriye dönüş söz konusu değildir.

Eksen kayması neticesinde evrensel değerlerden uzaklaşarak, “semboller” ile teselli bulacak bol karbonhidratlı besinlerle birey olmanın sorumluluğundan uzaklaşarak hisseli harikalar diyarında sonsuz hayata kavuşacaktır.

Panoptikon Toplumlarının İnşası (sebep ve sonuç ilişkisi)

Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Kısaca bütünü gözetlemeye olanak veren bir tasarımdır.

11 eylül terör olayı küresel terörizmin dünya üzerindeki yaşayan halkların korku ve endişe duymasına yeni güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına neden olmuştur.

Daha çok kamera, daha çok kontrol ve farklı birim ve teknolojik önlemlerin alınmasıyla, toplumlar; bu olağanüstü tedbirlerin kendi mahremiyet alanlarının daralmasına rağmen, bir güvenlik tehdidi ve yaşamsal risk den ötürü razı gelmek durumunda kalmıştır.

2020 yılında ise yine bir küresel salgın ile karşı karşıya kalan toplumlar korku ve endişenin artması ve gelişen teknolojinin salgın ile mücadele de en etkin parametreler olan “teşhis, takip, tecrit ve tedavi” kullanılmasında daha fazla faydalı olabilmesi  için “aşı ile birlikte enjekte edilecek,nano çipler ile” toplumların her anları sağlık ve konumları kontrol edilerek daha “güvenli toplumlar” ortaya konması hedeflenecektir.

Yukarıda yazılanların beraberin de fazlasıyla “otorotileşmeyi” getireceği, insanoğlundan elde edilen verilerin, yapay zeka ile işlenerek bir değerler tablosu neticesinde “otoriteyi içselleştirerek” hayatta kalmaya çalıştığı, demokratik, hak ve hürriyetlerinin, pazarlık ve güvenlik tehditleri ile “rıza göstererek” elleriyle teslim edeceği, distopik zamanların kurgudan çıkıp, gerçeğe dönüştüğü zamanlara evriliyoruz.

Saygı ve sevgilerimle..