Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Vatandaş Akgün

Siyonizmin iki askeri Hafter ve Sisi

Mısır ve İsrail, 1979’da anlaşma imzalamadan önceki 30 yılda dört kez savaştı. İsrail’in bir Arap ülkesi ile imzaladığı ilk barış antlaşmasında bu…
İsrail 1980 Şubat’ında Mısır’ın başkenti Kahire’de elçilik açtı.
Bu da İsrail’in bir Arap ülkesinde açtığı ilk büyükelçilik. Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat 1981’de Kahire’de İsrail’le barış antlaşmasına karşı çıkan radikallerce suikastle öldürüldü. Sedat’ın Yardımcısı Hüsnü Mübarek 14 Ekim 1981’de yemin ederek Mısır Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.
Mübarek’in liderliğindeki Mısır’ı sık sık ziyaret etti ve Mısır’ı güvenilir bir müttefik olarak gördü. Mübarek’in sokak gösterileri sonrası istifa etmesi ise İsrail’i sıkıntıya soktu.

Özellikle Enver Sedat ile birlikte Mısır- İsrail (1967) savaşlarının Camp David (1979) antlaşması ile birlikte sükunet dönemine girdiğini, Mübarek dönemi ile Mısır’ın Siyonist İsrail tarafından bir güvenlik tehdidi olarak görülmediğini Siyonistlerin üstlerinden kalkan baskı ile birlikte, Filistin topraklarında işgal ve yeni yerleşim alanlarının hızlandığını İhvan’ın seçilmesiyle kısa süreli bir endişe yaşadığını, Sisi’nin darbesi ile güvenlik sorunun tekrar ortadan kalkarak Abd’nin desteği ile Kudüs’ün başkent ilanı, “yüzyılın antlaşması” ve “ilhak” girişimi ile Ortadoğu’da güç ve etken devlet olma hürriyetine kavuştuğunu görüyoruz.

Suudiler ve BAE’leri ile ABD eksenin de yer alan Siyonistlerin, sessiz kalmalarının gerçek nedeni, Mısır Ordusunun bu kadar güçlenmesinin “gerçekte” İsrail için bir güvenlik tehdidi olduğudur.
Baas Partisi’nin ideolojik takipçilerinin ortadan kaldırılması ile Arap devletlerinin iktidarına gelen kuklalar, görevleri gereği Siyonistlerin güvenlikleri ile ilgilenmekte ve Mısır ordusunu Libya’ya entegre ederek gizli planları olan “Mısır’ın Arap dünyasındaki Filistin davasına sahip çıkması ve Siyonizme karşı duruşunu yok etmektir.
Sisi’nin iktidara gelerek Türk ve Osmanlı düşmanlığı yapmasının Mısır halkının üzerinde etkisi olmayıp Siyonistlerin güvenliğini sağlamak için ortaya koydukları bir tiyatrodan başka bir şey değildir.

Hafter ve Sisi, kimlik ve duruş olarak kime ve neden hizmet ettikleri aşikardır.
Libya ve Mısır halklarıyla olan tarihsel bağlarımız geçmişte olduğu gibi bugün de artarak gelişmektedir.
Mısır ordusu, halkın seçtiği sevdiği bir lider ile Filistin davasına, Yemen’e Suriye ve Libya’ya samimiyet ve barışçı yaklaşımlarda bulunacak enerjiye ve tarihsel sorumluluğuna sahip çıkarak İsrail’e dur diyecektir.

ELON MUSK TAN BOLİVYA İTİRAFI ” KİME İSTİYORSAK DARBE YAPARIZ”

Dünyada ki hakim unsurların, özellikle global şirketlerin hammadde ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına, “terör,dezenformasyon, darbe,5. kol hareketleri, kukla iktidarlar” üzerinden, yön ve seçenek belirlediğini, yapısal ve yönetimsel değişiklerle istediğini almak adına tüm seçenekleri kullandığının açık ve net itirafıdır.

Amerikan Emperyalizminin sözde “dahi, girişimci, parlak” yüzleri olarak gösterilen, sevdirilen bu nihilistlerin aslında, halk ve insanlık düşmanları olduğu çok açıktır.

Covid 19 ile hızlandırılan “yeni dünya düzenin” arkasındaki aklın ve bu aklı domine eden gücün/kuvvetin, net bir şekilde ifşasıdır.

.Popülist politikacıların sürekli gündemi “trajikomikleştirmesiyle”, toplumlar, akli tepkimelerden koparak magazinleşmiş, hissizleşmiş, en önemlisi de evrensel değerlerden uzaklaşmıştır.

Maske ve sabunlu ellerle “bioterörden” kurtulacağını sanan toplumlar, baskı ve tecride boyun eğerek, bireyci, irrasyonel, egoist bir tavır sergiler duruma gelmiştir. Küreselciler, dünyayı yönetenler, yok masonlar, illuminati hikayeleriyle, asparagas yönlendirmelerin rehberliğinde iki satır okuyarak “büyük resmi” görmüş fakat onun en büyük iş birlikçileri göremeyecek kadar da aptallaşmıştır.

İşte yeni dünya bu şahısların yaptıkları yatırımlar ve ona kapital destek verenlerin sermayeleri ile şekilleniyor. Yeni dünya Transhumanizm ülküsü ile elitlerin pedofili ve güzellik iksirleri için kaybolan kaçırılan gençlerin çocukların üzerinden, halkların öz sermayelerinin gaspıyla, talanıyla, türlü türlü “demagogların” tuttuğu fenerler ve retoriklerle, sorgulamadan, akıl yürütmeden,birkaç kutsal söz karşılığında, teslim oluyoruz..

Vermezseniz ne olur?

Çok sevdiğiniz Musk, madenlerimizi ucuza alsın diye Amerikan ordusunu gönderir!

Olmadı, atom bombası atarlar, o da olmadı duymak istediklerinizi söyleyecek birilerini gönderirler.

“Kime istiyorsak darbe yaparız”!
Siz yeter ki siz magazin haberlerini okumaya devam edin!..

Saygı ve Sevgilerimle..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ