Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Mehmet Nazım Gençtürk

لا حدود لها La hudud laha!

Resmi kayıtlara göre sayıları dört milyona yaklaşan sığınmacı, kentlerimizi, dilleriyle, kültürleriyle günden güne zapt ediyorlar.

Arapça işyeri tabelaları ile başlayan dil tahribatı süreci, restoran menülerine, hastane poliklinik isimlerine, kamu kurumlarının uyarı levhalarına kadar ilerlerdi. Kültür tahribatı ayrı tez konusu.

Hal böyleyken bir internet gazetesi köşe yazısı başlığının Arapça olması şaşırtmasın sizi, onun sebebine ve anlamına geleceğim birazdan. Önce çoğumuzun fark ettiği sosyal dönüşüme bir dikkat çekelim.

Bir hafta sonu alışveriş merkezine gidip etrafınızdaki konuşmalara kulak kabartın. Etrafınızda anlamadığınız ne kadar çok konuşma gerçekleştiğin göreceksiniz. Ne konuştuklarını anlamayacaksınız ancak ne kadar ‘fazla’ olduklarını ve ev sahibi onlarmış da, misafir olan sizmişsiniz gibi yabancılaştığınızı hissedeceksiniz.

Gittiğinizde bir de gözlemleyin etrafınızı; otoparkta dizili VİP minibüsleri ve şoförlerini, lokantalarda donatılan masaları, elleri bol torbalı geniş aileleri göreceksiniz.

En lüks arabalara biniyorlar, en lüks konutlarda oturuyorlar, yaşadıkları coğrafyada yıllarca baskılanmış olan dürtülerini kibirle bezeyip, paralarının da gücüyle görgüsüzce etrafa saçıyorlar.

Ülkelerindeki iç savaşta yerlerini yurtlarını, ailelerini kaybetmiş ya da siyasi-askeri baskı gördüğü için ülkemize sığınan ve bizim de kucak açtığımız, geçici korunmaya gerçekten muhtaç sığınmacılar değil bahsettiklerim.

Onlar; Türkiye’nin açık kapı politikasını fırsata çeviren sığınmacızadeler…

***

‘La hudud laha’ , haddi, hududu olmayan, Türkçeleşmiş anlamıyla ‘hadsiz’ demek.

“Hadsiz” demeye dilimin varmadığından ya de çekindiğimden değil; Mahir Ünal okur da anlamaz diye, lafın adresini bulduğundan emin olayım diye Arapça attım başlığı.

Yoksa Mahir Ünal her dilde hadsizlik etmiştir nazarımda.

Ne diyor Ünal “… maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir… Bugün konuştuğumuz Türkçe’nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir. Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz sadece ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz, konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz…”

Kim Mahir Ünal? AKP Grup Başkanvekili. Yani AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meclisteki vekili, sözcüsü. AKP milletvekili grubunu temsile yetkili kişisi. Dolayısıyla ağzından çıkan her cümle partisini ve dolaysıyla iktidarı bağlar.

Bu da demektir ki ‘maalesef’ bu ülkeyi yönetenler; lügatımızdan, alfabemizden, dilimizden kısaca bu ülkeyi millet yapan değerlerden rahatsız ve bunu değiştirmek düğmeye basmış.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına bir kala, vekilinden bürokratına her fırsatta Cumhuriyetimizin kazanımlarını aşağılama ve değersizleştirme girişimleri ne ilk ne de son. Sinirlerimizi, tepkimizi ölçüyorlar. Kendilerinde alt yapı hazırlayıp ‘doğru zaman’ analizi yapıyorlar.

Daha önce yazmıştım, eklemelerle tekrar edeyim;

Bunlar ne Atatürk’ü ne Cumhuriyeti hiç sevmediler!

Cumhuriyete “90 yıllık reklam arası” diyenler bunların vekilleriydi,

‘10 Kasım’da Atatürk’ü Fatiha ile değil kornalarla analım’ diyen de; Cumhuriyet için ‘100 yıllık İngiliz vesayeti’ benzetmesi yapan da bunların meclis üyesiydi.

Daha geçen demokratik seçimler için ‘100 yıllık hesaplaşma olacak’ diyen büyükşehir belediye başkanı kimdi?

‘Devletin ideolojisi islamdır’ diyerek laikliği, Cumhuriyeti hiçe sayan vali kimin, nerenin valisiydi?

‘Atatürk’ü seven cenazeme gelmesin’ diyen yobazın cenazesine akın eden yine bunlardı.

Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını, fabrikalarını, sanayisini, demiryollarını yok paraya satan bunlar değil miydi?

Atatürk’ün adını ya da imzasını taşıyan her eseri yok etmeye/değersizleştirmeye çalışanlar yine bunlar…

Peki kim bunlar? İşte 100 yıllık hazımsızlar.

Minnet edip yaşatmak yerine, hesaplaşmayı arzulayanlar.

Her fırsatta fikirlerine uygun zikirleri ortaya çıkanlar.

İşte bunlar la hudud laha…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ