Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Vatandaş Akgün

Anormalleşme

Mart aylarıydı Covid 19 un ilk zamanları
Çin’den gelen kurgu görüntüleri izliyor, olup biteni anlamaya çalışıyordu. Sonra kurgunun baş mimarları kısa zaman da “evreka, evreka” diyerek ortaya çıktılar. Big Pharma (çok uluslu ilaç tröstleri)..reklamını da küresel network’un dahi çocuğu B. Gates ve eşi yaptılar.

Tek çözüm aşıydı. Kendisi de bu işe para yatırmıştı. Olaylardaki düzen “hayatın doğal akışına” ters olduğu ilk andan net bir şekil de ortadaydı.
Big pharma!nın amacı çözüm üretmek mi yoksa müşteri üretmek mi?

Bu bir yıllık zaman da hangi şirketler ve kişiler çok daha zengin oldular?

Aşının müjdesini Trump’a söyletmeyerek, bir darbe yaptılar mı yapmadılar mı?

Dijital kapitalizmin inşasını kurgulayanlar, sıkışmış, krize giren finansal sistemi, dükkanlarımızı kapatarak, ekonomik sıkıntıya sokarak, bizlere “kredi” vererek ki yüksek oranlar da, karına kar katarak, faiz lobisini kurtaranlar kim?

Popülist erklere tecrit ve yasaklarla daha kolay yönetilebilir düzen veya süre/zaman kazandıranlar kim?

Hep dış güjler.

Dış güçlerin maşaları, işbirlikçileri olmasaydı, bu operasyon, dönüşüm bu kadar kolay olmazdı. Neydi formülümüz;” problem yarat, problemi çöz,parayı topla”. Siz de yediniz.

Biz iki kişi bir araya gelip, dükkan açamıyoruz,adamlar,”lebelep” diyerek kongre, eğlence, kayak vb. etkinlikler yapıyorlar. Bir toplum, düzen inşa ediyorlar

Aşı var mı?

Yok. Vurulmadan, normalleşme olur mu? Determenist bakış açısıyla baktığım da, yine başa döneriz.

Ne yapalım?

Hayatlarımızı, işlerimizi kimsenin tekeline siyasi çıkarımları ve düzenleri beklentileri üzerine kurmayalım. Normalleştik olmuyor, bir de anormalleşmeyi deneyelim. Nasılsa her şey Allah’tan.

Yoksa, birileri, muhtaç olmamız  ve biat etmemiz için dünyaya diz çöktürmeye,1789 ile başlayan, ıslahat, tanzimat ile süren cumhuriyet ile devam eden anayasal haklarımızı elimizden alacaklar.

Değil pandemi, meteor çarpsa ne olur!

İşim,aşım olmadıktan sonra..

Batılı devletlerki bazılarına göre kafir, putperest, ahlaksız, dış güçler vs. Bunları yazmak bile basitlik. Evrensel, insani değil. Dünyayı ve  milletleri olaylara verdikleri tepkiler üzerinden anlayabilir, etüd edebiliriz.

Batılı ülkeler, Çin’in konsantrasyon/asimile kampların da bir milyon insanın zulüm için de oldukları (tecavüz,işkence, hakaret vb),kimlik, aidiyet, inanç üzerinden baskı gördüklerini, en trajik olanın ise bir soykırım ile karşı karşıya oldukları görüyor ve tepki koyuyor. Ailelerinden alınan ve yetimhanelere yerleştirilen Uygur çocuklara ise Çin kültürü empoze ediliyor. Bir millet yok ediliyor. İnsanlık ayaklar altında. Memleketimizin idarecileri ise ekonomik, siyasi işbirliği ve bir takım “kendince” nedenlerden dolayı ses çıkarmıyor,aşıyı gidip çin’den alıyoruz.

Aksine,uygurlu kardeşlerimizi iade ediyor,ipek yolundan tren kaldırıyoruz.Hükümet ve ortakları tek bir kelime etmiyor.Bırakın siyaseti bir kenara,insan olarak konuşun,destek olun.Uluslararası protesto bildirgesine bir tek Bosna Hersek imza atıyor.Başka imzalayan müslüman ülke yok.Papa bile soykırım diyor.En büyük hazine desteği alan Diyanet’ten ise çıt bile çıkmıyor.Fakat,”hedef Turan”,”kızıl elma”!..Uygurlar,Türk,müslüman değil mi?.Kulağa hoş gelen sözlerle,iddialı bir o kadar da gerçekte karşılığı olmayan “ümmet” edebiyatı yapıyorlar.Daha geçen gün çin’e iddialar doğru mu,değil mi diye bir araştırma ekibi göndereceklerini söylediler!.

Ben batının mevzuya vermiş olduğu tepkiye istinaden değil,insanlığın ve soydaşlığın,inanç hürriyetinin kutsallığı üzerinden yaklaşıyorum.Uygur da,Kırım da,filistin de veya gezegenin başka bir yerin de “mazlumun” yanında olmalıyız.Tarihsel misyon ve amaç bu olmalıdır.Çünkü bu atalarımızdan kalan en büyük mirastır.Zamanın da Ertuğrul fırkateyni bu amaçla yola çıkmıştı.”Yalnız değilsiniz” diyerek!..

Gün geçmiyor ki şahsiyetlere,bilge kişilere ve cumhuriyet aydınlarına,tarihi büyüklerimize hakaret ve iftira atılmasın.Kendilerini,karşı devrimci ilan edip,tarihsel kazanımlarımızı yozlaştırmaya çalışarak,söz de,bir “kültürel tarih yazılımı” ortaya koymaya çalışanların,maksatlı, çakma ideolojiler üzerinden,”popülizm” hastalığı ile,sloganlar atarak,bağırarak,hakaret ederek haklı çıkmaya çalışmalarını,karalamaya çalıştıklarını görüyorum.Akademik değeri ve işlevi olmayan “nepotizm ile” beslenen bu çakma,her devrin adamlarından bıktım,usandım.Utanmaz!..

Esenlikler dilerim..

 

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ