Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Mehmet Nazım Gençtürk

Tam şahsıma göre festival!

Tam göbekten giriyorum konuya; ‘şahsım’ bizi beğenmiyor!

Oy veriyorsun, destekliyorsun diye kendini nimetten sayma hemen. Mezun değilsen imam hatipten -ki bu en samimi kıstas, yeni dönemde yetmez- geçmediysen TÜGVA’nın TÜRGEV’in tedrisatından, gitmediyse çocuğun ENSAR’ın yuvalarına ve en önemlisi sana biçilen yeni kültür kalıplarına sıkıştıramadıysan varlığını, sen de pek muteber vatandaş değilsin ‘şahsım’ nazarında.

Ötekilerin kapsamı daha netti eskiden. Aydınlar, Atatürkçüler, laikler, çağdaş demokrasiyi savunanlar, yani bizler, bilirdik ‘öteki’ olduğumuzu. Artık dinlediğin müzik, okuduğun kitap, seçtiğin kıyafet, izlediğin kanal, siyasi görüşünden ari olarak vicdanen hak verdiğin ya da itiraz ettiğin bir olgu seni öteki yapabiliyor.

Eskiden öteki olan ateistlerdi mesela; şimdi köyündeki zeytin ağaçları kesilmesin diye bastonuyla kepçenin önüne dikildi diye, beş vakit namazlı hacı nenem de öteki!

Eskiden öteki olan ‘şahsıma’ göre marjinal sol fikirli gençlerdi mesela; şimdi ‘şahsım’dan başkasına oy vermemiş ancak ‘şahsım’a güvenerek yaptığı üç çocuğunun eğitim, sağlık, beslenme giderleri altında ezildiği için enflasyondan dert yanan, kadim muhafazakar abim de öteki!

Siyasal islam, ‘şahsım’ nezdinde vücut buldu, tam biat isteyen, kendi kültür hegemonyasını hakim kılmayı amaçlayan yeni bir aşamasına girdi ve sıkılaşıyor artık saflar; şahsıma göre olanlar ve ötekiler!

Tüm dünya örneklerinde böyle olmuştur. Siyasal islam, iktidarını pekiştirip yerini sağlamlaştırıncaya kadar demokrat görünür, varlığı ile ürkütmez, seçimlerinin kendi tercihin olduğuna inandır, sonrasında kaçınılmaz olarak despotizm ve dikta açığa çıkar.

 Şahsımın “Geçtiğimiz 16 yıla baktığımda kültür-sanat alanında yeteri kadar mesafe kat edemediğimizden dolayı hep hayıflanırım”  sözü, esasında kendi uygun gördüğü, sınırlarını kendi belirlediği, kendisine uyan kültürel ve manevi değerler dışındaki hiçbir kültürel oluşumu ya da etkileşimin kabul edilemez olduğu bir kültür-sanat hegemonyasının kurulamamış olmasının hayıflanışıydı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 2018’de “Siyasi hegemonyanız bitti, kültürel hegemonyanız da bitecek” dediğinde ise baskıcı ve tehditkar yeni dönemin açık mesajı verilmişti aslında ancak araya pandemi yasaklarının girmesi bunu hissetmemizi geciktirmişti.

Bu yıl, Eskişehir’de Anadolu Fest Festivali’nin iptali ile başlayan, Isparta’da Melek Mosso konseri, Balıkesir’de 2005’ten beri gerçekleştirilen Zeytinli Rock Festivali’nin iptalleri ile devam eden süreç işte tam da bu kültürel diktanın sonucu. İlimiz de dahil, ülkenin dört bir yanında onlarca konser, festival, etkinlik gerekçesiz ya da dayanaksız soyut bahanelerle, bir isteyen şahsıma üç verme yarışında olan kaymakamlar ve valiler aracılığı ile iptal edildi ya da şartları zorlaştırıldı.

Dünyada kalkmayan tek pandemi yasağı Türkiye’de uygulanan 01.00’dan sonraki canlı müzik yasağı mesala! Perdeleyerek, gölgeleyerek, gizlenerek gelir yaşam tarzına müdahale!

Şimdilerde şahsım, milyon dolarlık bütçelerle kendi manevi değerlerine uygun kültür-sanat etkinliklerinin düzenlenmesine önem veriyor. Hali hazırda Ankara’da devam eden, Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile 150 AKP’li belediyenin kendi illerindeki kültür-sanat etkinliklerini anlatıp hediyeler dağıttıkları “Tam Bana Göre Festival” var mesela.

Festival ona göreyse edepli ötekine göreyse genel ahlaka aykırı!

Festival ona göreyse toplum huzur ve barış içinde, ötekine göreyse genel kamu düzeni tehlikede!

İsimleri niyetlerini ortaya koyuyor,  bak diyor şahsıma uygun eli kalem tutan İslami şairler yazarlar var bunları oku, bak şahsıma ‘hünkarım’ diyecek kadar kendini küçük düşüren, şahsımı överken ağzından salya kacak kadar kendinden geçen dizi oyuncuları var, bunların dizilerini  izle, belki yenilerini yetiştiremedim ama zamanında öteki tarafta sanat yaptığı halde bugün bonservisleriyle birlikte şahsıma transfer ettiğim şarkıcılar var, onları dinle…

Nerede okuduğumu hatırlayamadığım için atıf yapamıyorum, sahibi affetsin; Hayaller; 21’inci yüzyılın Farabilerini, İbn’i Rüşdlerini yaratmakken, gerçekler Alevileri “sapık” olarak gören, şeriat savunucusu İsmet Özel, “Bu düzen geçici, asıl düzen İlahi düzen” diyen Sezai Karakoç ile sınırlı kaldı.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ